10 Yazılım Modelleri¶
ÖY/AKKY’a göçlerden söz ederken bu yazılımların özelliklerinden, temel kavram ve ilkelerden bahsetmek faydalı olacaktır. Temel olarak yazılımları 2’ye ayırmak mümkündür.
- Geleneksel yada sahipli yazılımlar
- Özgür veya açık kaynak kodlu yazılımlar
10.1 Geleneksel Yazılım Modeli¶
Üretici, geleneksel yazılım sahip olma modelinde, müşteriye sunduğu yazılımın geliştirilmesi, güncellenmesi ve dağıtımının yapılmasıyla ilgili tüm sorumlulukları üstlenmektedir. Üretici, yazılımın fikri hakları ve telif haklarını kendi elinde bulundurarak yazılımın belirlemiş olduğu koşullar altında kullanım hakkını belirli ücret politikalarıyla son kullanıcılara sunar. Üretici firmanın, yazılımla beraber kullanıcıya devrettiği haklar, yapılan lisans anlaşmasının türüne göre değişiklik göstermekle beraber, genelde yazılımı satın alan kişi veya kuruluşun, yazılımın kaynak kodunu inceleme ve kaynak kodunda değişiklik yapma hakkı olmaz.
Lisans anlaşması (kullanım sözleşmesi), genellikle yazılımın bilgisayara kurulumu sırasında veya satıldığı kutunun içindeki bir belgeyle kullanıcının onayına sunulur. Yazılımın kutusunun açılmasıyla birlikte kullanıcı sözleşmeyi kabul etmiş sayılır veya eğer yükleme sırasında kullanım sözleşmesi sunuluyorsa kullanıcı ya sözleşmeyi bir bütün olarak kabul edip yazılımın kurulumunu sürdürür ya da yazılımı kurmaktan vazgeçer. Kurulumun bu adımının onaylanıp geçilmesi, sözleşmenin tümüyle okunduğu ve kabul edildiği anlamına gelmektedir. Web tabanlı yazılımlarda kurulum süreci bulunmadığından genellikle sayfanın alt kısmındaki bir linkten kullanım sözleşmesine ulaşılabilmektedir. Kullanım için kayıt olma koşulu bulunan web tabanlı yazılımlarda da genellikle kayıt olma adımı sırasında kullanıcının kullanım sözleşmesini onaylaması gerekir [ÇR2012].
10.2 Özgür Yazılım¶
Kullanıcılara, herhangi bir amaç için yazılımı çalıştırma, yazılımı inceleme, değiştirme özgürlüğü veren, özgün veya değiştirilmiş yazılım kopyalarının önceki geliştiricilere herhangi bir telif ücreti ödemeksizin yeniden dağıtılabildiği yazılımlar genel kapsamda “Özgür Yazılım” olarak ifade edilir. Burada söz edilen özgürlük, yazılımın ücretsiz olmasından değil, yazılımın dağıtım koşullarından kaynaklanan bir durumdur.
Özgür yazılımlarda 4 temel özgürlüğün bulunması gerekir:
- 1. Özgürlük : Herhangi bir amaç için yazılımı çalıştırma özgürlüğü.
- 2. Özgürlük : Her ne yapılmak isteniyorsa, programın nasıl çalıştığını öğrenmek ve onu değiştirme özgürlüğü, Bu özgürlük aynı zamanda yazılımın kaynak koduna ulaşabilmeyi de gerektirir.
- 3. Özgürlük : Kopyaları dağıtma özgürlüğü, böylece başkalarına yardım edebilirsiniz.
- 4. Özgürlük : Toplumun yarar sağlayabileceği biçimde yazılımı geliştirme ve geliştirilen yazılımı yayınlama özgürlüğü.
Eğer bir yazılım yukarıda belirtilen 4 özgürlüğe de sahipse ancak özgür yazılım olarak tanımlanır. Bu kapsamdaki özgürlük ücretli veya ücretsiz olarak, yazılım kopyalarını değiştirerek ya da değiştirmeden, herhangi birine dağıtma serbestliğinin olması anlamına gelmektedir. Özgür yazılımın dağıtılması konusunda konulacak ek bazı kurallar, temel özgürlüklerle çakışmadığı sürece kabul edilebilmektedir.
Özgür yazılım, ticari olmayan yazılım anlamına gelmemektedir. Özgür bir yazılım ticari kullanım, ticari geliştirme ve dağıtım için de kullanılabilir. Yazılım kodlarına nasıl sahip olunduğuna bakılmaksızın bu yazılımların kopyalanması değiştirilmesi ve belirli koşullar altında kopyalarını satma haklarına da sahip olmak mümkündür.

Özgür yazılım ve Ticari yazılım - Genel Kavramlar Figure https://en.wikipedia.org/wiki/Free_software adresinden alınmıştır.
Yukarıdaki şekilde, Özgür yazılım, ticari yazılım ve bu yazılımların kullanılması için sahip olunan lisans çeşitleri görülebilmektedir. Örneğin, kısıtlı yazılım, ücretsiz olarak kullanılabilmekte, ancak özgür ya da açık kaynak kodlu yazılım tanımına girmemektedir.
10.3 Açık Kaynak Kodlu Yazılım¶
Kodları herkesin erişimine açık olan yazılımlar genel olarak Açık Kaynak Kodlu yazılımlar şeklinde tanımlanmaktadır[OPENS]_. Her ne kadar açık kaynak kod tanımı, herkesin yazılım kaynak kodlarına erişebilmesinden dolayı kullanıcıların değiştirebileceği ve paylaşabileceği bir yazılım türünü ifade edip özgürlükleri barındırdığı düşünülse de bu durum lisanslama tipi nedeniyle farklılıklar gösterebilir.
Açık Kaynak Kod yaklaşımı, yazılım geliştirme sırasında, kullanıcıların da katkı verebilmesi gibi gereksinimleri karşılama nedeniyle ortaya çıkmıştır. Ancak günümüzde “açık kaynak” denildiğinde, “açık kaynak yolu” denilen daha geniş bir değerler kümesi ifade edilmektedir. Açık kaynak projeleri, ürünleri veya girişimleri aşağıdaki ilkeleri önemsemektedir.
- Açık Değişim: Bilginin paylaştıkça çoğalacağı gerçeğinden hareketle, kişilerin yeni fikirler oluşturmaya yönelik mevcut bilgileri öğrenme ve kullanmalarına izin verildiği bir ortam yaratmak için ücretsiz fikir alışverişinin sağlanabilmesi.
- İşbirlikçi Katılım: Yaratıcı fikirler ve düşüncelerin ortaya çıkması işbirliği yapıldığında daha etkin olacağı gerçeğinden hareketle, çözülmesi zor olan sorunların ortak akıl ile çözülebilmesi.
- Daha Hızlı Prototip Yaratma: Hızlı prototip yaratma hızlı başarısızlıkların oluşmasına yol açabilmekle birlikte ortaya çıkan problemlere çözümlerin daha hızlı bulunabilmesi
- Şeffaflık: Lisans anlaşmaları ile yazılım kodlarının açık olmasını ve kod içerisindeki hataların daha hızlı fark edilebilmesi,
- Meritokrasi: En iyi fikrin ve projenin ilerleyebilmesi için yenilik, yetenek ve yaratıcılığın öne çıkarılabilmesi,
- Toplum Odaklı Geliştirme: Ortak bir amaç etrafında birleşmiş topluluklardaki farklı fikirlerin ve bireysel yeteneklerin bir araya gelmesi ve iş paylaşımı ile sinerjik etki yaratılabilmesi.
Bir yazılımın açık kaynak kod olarak tanımlanabilmesi için aşağıdaki özelliklerin bulunması gerekmektedir. Açık kaynak sadece kaynak kodunun açık olması anlamına gelmemektedir [OP2007].
- Ücretsiz Dağıtım: Lisans, herhangi bir tarafın birkaç değişik kaynaktan programlar içeren toplu yazılım dağıtımının bir parçası olarak satılmasını veya dağıtılmasını kısıtlamamalıdır. Lisans, kodun kullanımı için başka bir lisans veya başka bir ücret talep etmemelidir.
- Kaynak Kodu: Program kaynak kodunu içermeli ve kaynak kodda ve derlenmiş formda dağıtıma izin vermelidir. Ürünün bir şekilde kaynak kodu ile dağıtılamadığı durumlarda, tercihen internet üzerinden ücretsiz olarak indirilebilecek şekilde kamuya açık olmalıdır. Kaynak kod, yazılım geliştiricisinin programı değiştirebileceği şekilde (anlaşılır olarak) hazırlanmalıdır. Kasten gizlenmiş kaynak koduna izin verilmediği gibi programın önişlemci ya da bir çevirmenin çıktısı gibi ara şekillerine de izin verilmez.
- Türetilmiş Eserler: Lisans, değişikliklere ve türetilmiş eserlere ve bunların orijinal yazılımın lisansı ile aynı koşullar altında dağıtılmasına izin vermelidir.
- Yazarın Kaynak Kodunun Bütünlüğü: Lisans, kaynak kodunun değiştirilmiş formda dağıtılmasını, programın yapım zamanından sonra değiştirilmesi amacıyla kaynak kodla birlikte “yama dosyalarının” dağıtımına izin veriyorsa kısıtlayabilir. Lisans, değiştirilmiş kaynak kodundan oluşturulan yazılımların dağıtımına açıkça izin vermelidir. Lisans, türetilmiş çalışmaların orijinal yazılımdan değişik bir isim veya sürüm numarası verilmesine ve dağıtılmasına izin vermelidir.
- Kişilere veya Gruplara Karşı Ayrımcılık Yapılmaması
- Çalışma Alanlarının Kısıtlanamaması: Lisans, yazılımın hiçbir çalışma alanında kullanılmasını kısıtlamamalıdır. Örneğin, yazılımın herhangi bir işte kullanılmasını (örneğin genetik araştırmalarda kullanılmasını) kısıtlamamalıdır.
- Lisansın Dağıtımı: Yazılıma ilişkin haklar, ek lisansa gerek olmadan dağıtılan herkes için eşit ve geçerli olmalıdır.
- Lisans bir Ürüne Özel Olmamalıdır: Programa bağlı haklar, programın belirli bir yazılım dağıtımının parçası olmasına bağlı olmaz. Program, bu dağıtımdan çıkarılır ve programın lisansı koşulları içinde kullanılır veya dağıtılırsa, programın yeniden dağıtıldığı tüm taraflar, orijinal yazılım dağıtımı ile birlikte verilen haklarla aynı haklara sahip olmalıdır.
- Lisans Diğer Yazılımları Kısıtlamamalıdır: Lisans, lisanslı yazılımla birlikte dağıtılan diğer yazılımlara kısıtlama getirmemelidir. Örneğin, lisans aynı ortamda dağıtılan diğer tüm programların açık kaynak yazılım olması gerektiğinde ısrar etmemelidir.
- Lisans Teknoloji-Nötr Olmalıdır: Lisansın hiçbir hükmü, herhangi bir teknoloji veya arayüz tarzına bağlı olmamalıdır.
10.3.1 Özgür Yazılım ve Açık Kaynak Kodlu Yazılımların Farkları¶
Temelde Özgür Yazılım ile Açık Kaynak Kodlu Yazılım arasında kullanıcı açısından çok önemli farklar bulunmasa da yaklaşım ve felsefe açısından bazı farklılıklar bulunmaktadır. Açık kaynak inisiyatifi, yazılım kullanıcılarının nasıl davranması gerektiğine ilişkin daha net ifadelere sahip olmasına karşın, Özgür Yazılım felsefesi temel özgürlükleri tanımlamakla kalmaktadır.
Özgür Yazılım taraftarları, açık kaynak kod felsefesinin ticari yazılımların uzun vadede neden olacağı toplumsal sorunlara yeterince dikkat çekmediğini savunmaktadır. Açık kaynak taraftarları ise mülkiyetsiz yazılımların kullanıcıların haklarını kısıtlayan etik meseleyle yeterince ilgilenmediğini savunmaktadır.
Bahsedildiği gibi, kullanılacak Özgür Yazılım ya da Açık Kaynaklı Yazılım programlarının ne olduğuna bakılmaksızın, son kullanıcı olarak hangi lisans anlaşması kapsamında değerlendirildiği konusunun önemli olduğu düşünülmektedir. Herhangi bir yazılım hem Özgür Yazılımın hem de Açık Kaynaklı Yazılımın kapsamına girebilmektedir. Ancak genel olarak eğer yazılım Özgür Yazılım kapsamında ise Açık Kaynaklı Yazılımı da içeriyor denilebilir.
Özgür Yazılım ve Açık Kaynak Kodlu Yazılım terimleri çoğunlukla birbirinin yerine kullanılmaktadır ve bunun tercihi felsefi bir bakış açısı gerektirir. Bununla beraber, bu iki akım arasındaki farklar, yazılım geliştiricileri ve bunu halka açan yazılımcılar veya teknolojiye değişik bir bakış açısı geliştirmeye çalışan aktivistler açısından önemli olabilmektedir. Sonuç olarak yeni yazılımlar kullanılmadan önce, yazılımın lisansları dikkatlice incelenmeli ve kesinlikle kurumsal gereksinimlere göre değerlendirilmelidir.
10.3.2 Lisans Modelleri¶
ÖY/AKKY’ın kullanımı belirli düzenlemelere tabidir. Bu yazılımların seçimi ve kullanımı, kurum açısından stratejik bir karardır. Özgür ve Açık kaynak olarak üretilen programlar/kodların, başka kodlar ile geliştirilip yine topluma yayma şeklinde bir felsefeleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, belirli koşullarda ücretsiz olarak kullanılabilecek ücretsiz ticari veya sahipli yazılımlar da mevcuttur. Bu bölümde her iki ana konu için hazırlanmış olan lisanslar açıklanacaktır.
10.3.2.1 Sahipli Yazılım¶
Yazılımı üreten kişi ya da kurumun, yazılıma ait fikri mülkiyet hakkını, kaynak kodun telif hakkını ve varsa patent haklarını kendisinde bulundurduğu bir yazılım türüdür. Sahipli yazılımlar genelde programı kullanan kullanıcı sayısı ya da eş zamanlı bağlantı sayısını kısıtlar. Bu tür yazılımlar, genelde bilgisayar merkezi işlem biriminin anlayacağı şekilde makine dili ile dağıtırlar. Bununla beraber sahipli yazılımlar ücretsiz olarak dağıtılabilir. Bu tür yazılımların, özgür ve açık kaynak yazılım felsefesinden temel ayrım noktası, yazılımın dağıtılması ve kullanıcılardan ne kadar ücret alınacağı konusudur. Eğer bedelsiz veriliyor ise Freeware (Ücretsiz Sahipli Yazılım) o olarak adlandırılmaktadır.
10.3.2.2 Ticari Yazılım¶
Bir organizasyon veya firma tarafından kâr elde etmek amacıyla geliştirilen yazılımlar için kullanılan terimdir. Ticari yazılım ve sahipli yazılım aynı şey değildir!
Ticari yazılımların çoğunluğu sahiplidir, fakat aynı zamanda tedarikçinin katma değerli hizmetler ve tamamlayıcı ürünler için kâr elde etmeyi umduğu ticari açık kaynak yazılım örnekleri de vardır.
10.3.2.3 GNU¶
GNU ingilizce “GNU is not Unix” harflerinin kısaltmasıdır. GNU projesi, 1984 yılında Richard M. Stallman tarafından başlatılmıştır. Proje, temelde UNIX işletim sistemiyle uyumlu bir işletim sistemi ve özgür olarak dağıtılabilecek yazılımlar oluşturmayı hedeflemiştir. GNU ile lisanslanmış programlar, kullanıcılara bu programları kopyalama, düzenleme ve dağıtımı için özgürlükler sunmaktadır[GNU]_ . Örneğin, Linux çekirdeği, Dragora, gNewSense gibi işletim sistemleri ve GNOME masaüstü ortamı GNU ile lisanslanmıştır.
10.3.2.4 COPYLEFT (Telif Feragatı)¶
Bir programı özgür hale getirmenin en basit yolu, yazılım sahipleri tarafından telif haklarının kaldırılıp yazılımı kamu malı haline getirme şeklindedir. GNU projesinin temel amacı kullanıcılara GNU yazılımları kopyalama, düzenleme ve dağıtımı için özgürlükler sunması olduğundan, yazılımın kullanılması aşamasında yazılımdan gelir elde etme niyetiyle hareket edenlerin bu özgürlükleri yok etmemesi için bu tür yazılımlara “Telif Feragatı” uygulanır. Telif feragatı yazılımı değiştirerek ya da değiştirmeyerek dağıtan kişilerin bu yazılımı kopyalamak ve değiştirmek isteyenlere anılan özgürlükleri uygulamasını garanti altına alır. Copyleft ile lisanslamanın bir örneği GNU GPL’dir.
10.3.2.5 COPYLEFT Olmaksızın Özgür Yazılım¶
Kullanıcının yazılımın yeni dağıtımlarına kısıtlamalar eklemesine izin verir. Yazılımın ücretsiz olarak kabul edilebildiği, ancak copyleft kısıtlamalarının olmadığı durumlarda, değiştirilen kopyalar sınırlamalarla ve kullanım hakkı olmaksızın dağıtılabilir. Ticari bir satıcı daha sonra yazılımı - değişiklik olsun veya olmasın - sahipli yazılım olarak dağıtabilir.
Copyleft olmayan özgür yazılım lisansların örnekleri olarak BSD (Berkeley Software Distribution) ve MIT (Massachusetts Institute of Technology) sayılabilir.
10.3.2.6 GNU Genel Kamu Lisansı (GPL)¶
GNU GPL, bugün özgür yazılımlar arasında en yaygın lisanstır. En çok bilinen örnekler GNU projesindeki ve Linux’ta kullanılan ürünlerdir. GPL, Richard M. Stallman tarafından oluşturumuş ve ilke olarak Özgür Yazılım Vakfı’nın (FSF) felsefesi üzerine kurgulanmıştır.
Genel Kamu Lisansı ismi içinde geçen “kamu” kelimesi yazılımın kullanıcılara açık olarak üretildiği anlamına gelmektedir. Kamu kurumlarının kullanabileceği yazılımlar olarak anlaşılmamalıdır.
GPL’de belirli koşullar çerçevesinde kopyalama ve dağıtımla ilgili herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Yazılımın kaynak kodu kullanıcılar için kolayca erişilebilir olmalıdır. Lisans yazılıma dahil edilmeli ve yazılımın başlatılmasından sonra bu koşulları gösteren ekranlar gösterilmelidir.
Değiştirilen kaynak kodun kimler tarafından yazıldığı ve değiştirildiği belirtildiği sürece değişikliklere izin verilir. Başka bir deyişle değişiklikler açıkça belirtilmelidir. Türetilmiş çalışmalara izin verilir, ancak GPL lisansı (copyleft ilkesi) kullanılarak yayınlanmalıdır. Dolayısıyla GPL lisansı içeren bir yazılım üretildiğinde GPL uyumlu lisanslama modeli ile lisanslanmalıdır.
10.3.2.7 GNU Kısıtlı Genel Kamu Lisansı (LGPL)¶
LGPL lisansı, GPL ile lisanslanmış yazılımlardan türetilen yazılımların yine GPL olarak lisanslama gerekliliği getirmeksizin, ticari ya da sahipli yazılımların kaynak kod parçalarının kullanmasına izin vermektedir. LGPL ağırlıklı olarak yazılım kütüphanelerinde kullanılan bir özgür yazılım lisansıdır. Örneğin yaygınlaşmasını istenen bir kütüphane ya da görüntü biçiminin özgür olmayan yazılımlar içinde de kullanılabilmesi istenirse, LGPL ile lisanslayıp, kapalı kaynak kodlu bir yazılım içinde de kullanılabilmesi sağlanabilir. Bu durum GPL ile lisanslanan yazılımlarda mümkün değildir. LGPL ile lisanslanan bölüm ve o bölüme yapılan yamalar yine LGPL ile lisanslanmalıdır.
10.3.2.8 Mozilla Kamu Lisansı (MPL)¶
Mozilla Public License (MPL), Netscape’in Mozilla tarayıcısı için ürettiği kaynak kodunun lisansının adıdır. Mozilla, Netscape tarayıcısının temel aldığı açık kaynaklı bir yazılımdır. MPL, MPL lisanslı yazılımın başka bir yazılıma dahil edilmesine izin veren farklı bir çeşit copyleft içermektedir. Bu nedenle, MPL’nin yapımının LGPL’ye benzediği söylenebilir. Bu duruma benzer olarak IBM Public License ve Sun Public License bulunmaktadır.
10.3.2.9 MIT ve BSD lisansları¶
MIT lisansı 1988 yılında Massachusetts Teknoloji Enstitüsü tarafından hazırlanmış en yaygın kullanılan özgür yazılım lisanslarından biridir. MIT lisansı ile yayınlanan kodların sahipli yazılımlarda kullanılmasına, o yazılımın da lisansı dağıtması durumuna olanak verir. Ayrıca GPL ile uyumludur, ancak copyleft ilkesini kabul etmez. Örneğin, Microsoft’un yan kuruluşu olan Xamarin tarafından yönetilen ve .NET Framework uyumlu yazılımların platformlar arası taşınabilirliğini sağlayan Mono Projesi MIT lisansı ile lisanslanmıştır.
BSD lisansı, tüm kullanıcılara, belgeler dahil yazılımın ücretsiz olarak kopyalanması hakkını verir. Ayrıca, kullanıcı bu yazılımı ya da ürünü ticari amaçlarla kullanabilir. Kullanıcıya kopyalama, değiştirme, bütünleştirme, dağıtım, yayınlama, diğer lisansların altında tekrar lisanslama, bu haklardan söz etmeksizin ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın yazılım kopyalarını satma haklarını vermektedir. BSD Lisansları GPL uyumlu olarak kabul edilir ancak özgür yazılım uyumlu değildir. Örneğin, Google şirketi tarafından Android işletim sistemi için geliştirilen Bionic kütüphanesi BSD ile lisanslanmıştır.
10.3.2.10 FreeWare (Ücretsiz Sahipli Yazılım)¶
FreeWare teriminin net bir tanımı olmamakla birlikte yazılımların kopyalama ve daha fazla dağıtımına izin verildiği ancak yazılımın değiştirilmesine izin verilmediği ve büyük çoğunlukla kaynak kodu açık olmayan yazılımları ifade etmektedir. Freeware açık kaynak yazılımla karıştırılmamalıdır.
Freeware herhangi bir lisans ücreti olmadan ikili formda (çalışmaya hazır) dağıtılır. Bazı durumlarda, yazılımı kullanma hakkı (özel ve ticari olmayan amaçlar özelinde) belirli türdeki kullanıcılarla sınırlıdır. Freeware yazılımlar genellikle daha fazla ürün satmak ve pazar payı elde etmek amacıyla kullanılmaktadır.
10.3.2.12 Kamuya Açık Yazılım¶
Kamuya açık yazılım, herhangi bir telif hakkı ile korunmamış yazılımlardır. Bu tip yazılımlar kamu yöneticileri tarafından desteklenmekte ve/veya üniversiteler tarafından üretilmekte ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın herkese açık olmaktadır. Herhangi bir atıf yapılmadan değiştirilip dağıtılabilir.
10.4 Özgür ve Açık Kaynak Kodlu Yazılımların Faydaları¶
Ticari markaların yarattığı tekel ve yazılım için satıcıya bağımlılık (kilitleme) mekanizmaları nedeniyle birçok ülke ÖY/AKKY’a yönelmeyi genel bir politika içerisinde özendirmekte ve desteklemektedir. Ayrıca ÖY/AKKY kısıtlı kaynaklara sahip ve gelişmekte olan birçok ülkeye katma değerli faydalar sağlamaktadır.
ÖY/AKKY’ın faydaları şu şekilde sıralanabilir;
10.4.1 Stratejik Faydaları¶
10.4.1.1 Yerel kapasitenin geliştirilmesi¶
ÖY/AKKY’ın kullanılması ve geliştirilmesi özellikle gelişmekte olan ülkeler için maliyet etkin çözümler sunarak hem kullanıcıların bilgi seviyelerinin yükselmesini sağlamakta, hem de kullanım süresince oluşan kurumsal ihtiyaçların yerine getirilebilmesi için yazılım üzerinde çeşitli geliştirmeler yapmasına izin vermektedir.
Mali kapasitenin geliştirilmesi: Bilişim toplumuna katkıda bulunma ve bilgi toplulukları oluşturma işlevi bilişim yatırımları ile doğru orantılıdır. ÖY/AKKY, serbestçe dağıtılması ve lisanslama ücretinin olmaması nedeniyle iki açıdan katkı sağlamaktadır.
Yazılım geliştirme kapasitesinin arttırılması: Gelişmekte olan ülkelerde karşılaşılan ortak eksiklikliklerden biri de geliştirme kapasitelerinin sınırlı oluşudur. Bilgi işlem altyapısını sürdürebilecek insan gücü kapasitesi ÖY/AKKY ile geliştirilebilmektedir.
ÖY/AKKY’ın geliştirilebilmesi veya ihtiyaca göre düzenlenebilmesi kaynak kodun açık olmasından dolayı daha az emek gerektirmektedir.
ÖY/AKKY’ın açık ve ortak çalışabilirlik özelliklerinden dolayı iyi bir şekilde belgelenmiş olması yazılım geliştirme faaliyetleri için ayrı bir avantaj olarak görülmektedir. Böylece ÖY/AKKY geliştiriciler için iyi bir eğitim ortamı sunmaktadır.
ÖY/AKKY genel olarak kendi alanındaki yazılımlar için bir standart haline gelmektedir. Bir ÖY/AKKY’ın geliştirilmesine katkıda bulunan kişi/kurumlar, o yazılıma ait standardın oluşturulmasında söz sahibi olabilmektedir.
10.4.1.2 İthalatın azaltılması ile ülke dışına çıkan paranın azaltılması¶
Günümüzde küresel ticari yazılım endüstrisinin büyük bir bölümü belirli birkaç ülkede toplandığı bir gerçektir. Söz konusu lisansların maliyeti gelişmekte olan ülkelerin kalkınma ihtiyaçlarında kullanılabilecek kaynaklar üzerinde büyük yük getirebilmektedir. Bununla beraber, ülke içerisinde geliştirilen ÖY/AKKY’ın geliştirme maliyetleri için harcanan para ülke içerisinde kalmakta, dolayısı ile yerel yazılım endüstrisinin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Bazı durumlarda telif hakları ve lisanslara ödenen ücretler donanım ve bilişim (üretilen bilgi)’den daha fazla olmaktadır.
10.4.1.3 Telif hakkı ihlallerinin azaltılması¶
Yazılım korsanlığı olarak da bilinen yazılımın yetkisiz olarak kopyalanması, bilgisayara yüklemesi, paylaşılması, satılması veya birden çok kopyanın kişisel bilgisayarlar veya iş bilgisayarlarına kurulması birçok ülkenin karşılaştığı genel bir sorundur. 2018 yılı itibari ile korsan yazılımın dünya genelinde ticari değerinin 46,3 Milyar ABD doları [Noonan2018] olduğu düşünüldüğünde ÖY/AKKY’ı kullanmanın ve bu kullanımı özendirmenin ne derece önemli olabileceği ortaya çıkmaktadır.
10.4.1.4 Yerelleştirme¶
Ticari yazılım geliştiricileri genellikle satışlarının az olduğu ülkelere ait dilleri yok saymakta, bu durum potansiyel olarak bilgi varlıklarına erişimi de engellemektedir. ÖY/AKKY’ın yerel kaynaklarla geliştirilmesi ile birlikte bu engelin de ortadan kalkacağı değerlendirilmektedir.
10.4.2 Ekonomik Faydaları¶
ÖY/AKKY’ı kullanımının ekonomik faydası yalnız lisansın ücretsiz olmasıyla sınırlı değildir. ÖY/AKKY’ın kullanılması; rekabetin artırılması, yazılımın toplam sahip olma maliyetinin azaltılması, düşük maliyet sağlayan donanım yaşam süresi, verimliliğin artırılması, güvenliğin artırılması gibi nedenlerden dolayı hem makro düzeyde ülkelere hem de mikro düzeyde kurumlara olumlu katkılar sağlamaktadır.
10.4.2.1 Rekabetin artırılması¶
Yazılım endüstrisi özellikle olgun yazılım pazarlarında çeşitli engellerle karşılaşmaktadır. Örneğin, yazılım gereksiniminin yeni oluştuğu durumlarda bu pazara ilk giren firmalar daha avantajlı olabilmektedir. Pazara sonradan girmenin maliyeti diğer girişimci firmalar açısından daha fazla olabilmektedir. ÖY/AKKY ise şirketlere piyasa ihtiyaçlarına yönelik yazılım geliştirme konusunda kullanılan yazılımlar üzerine ek bazı özellikler sunarak avantajlar sağlayabilmektedir. ÖY/AKKY’a eklenen bu özellikler de yine ÖY/AKK sistemine pozitif bir girdi oluştururken ticari fayda da sağlayabilmektedir. Bu durumun yazılım endüstrisinde tekel olan şirketlerin pazar paylarını azalttığı da gözlemlenmektedir.
10.4.2.2 Toplam sahip olma maliyetinin azaltılması¶
Toplam sahip olma maliyetinde, ÖY/AKK yazılım lisans ücreti olmaması akla gelse de, daha iyi bir güvenlik, yönetim kolaylığı, platformlar arası kullanılabilirlik gibi dolaylı maliyetlerin azalmasından dolayı avantajlıdır. Günümüzde yazılım maliyetlerinin %50 -%90 kadarlık kısmı aslında bakım giderleri olarak tespit edilmiştir. [deVasconcelos2017]_
Yapılan çalışmalar ÖY/AKKY’ın; [FOSSTech]
- Başlangıç maliyetlerinin,
- Güncelleme ve bakım maliyetlerinin,
- Fazladan lisans kullanımlarında kurumun çeşitli kanuni yaptırımlara girmemesi için lisansların takip edilmesi gerektiğinden lisans yönetim maliyetlerinin,
- Nispeten eski donanımlarda çalışabildiğinden donanım maliyetlerinin,
- Belirli uygulamaların sanallaştırılabilmesinden dolayı ticari yazılım maliyetlerinin,
- Bilgi varlıklarının yönetim maliyetinin
- İş sürekliliği açısından kurulan ek yazılımların maliyetlerinin azaldığı gözlemlenmiştir.
10.4.2.3 Düşük maliyet sağlayan donanım yaşam süresi¶
Ticari işletim sistemlerinin donanım gereksinimlerine bakıldığında benzer işi yapan ÖY/AKK işletim sistemlerine göre çok daha fazla olduğu görülmektedir. Örneğin, 64 bit Windows 10 işletim sistemi en az 1 GB RAM, 20 GB disk alanı, 1 GHz gibi donanım gereksinimi bulunmasına rağmen, 64 bit Pardus işletim sistemi için 256MB RAM, 6 GB disk alanı 500 MHz hızında işlemciye ihtiyaç duyar.
Yazılım mimarisinin getirdiği yararların yanı sıra lisanslama modelinin de sağladığı üstünlük ile ÖY/AKK işletim sistemleri benzer işleri çok daha az donanım gereksinimi ile gerçekleştirebilmektedir. Bu da kurumların envanterinde yer alan donanımların çok daha uzun süre kullanılabilir halde kalması böylelikle uzun vadede düşük maliyet sağlayan bir yaşam döngüsü anlamına gelmektedir.
10.4.2.4 İş verimliliğin artırılması¶
Bilişim sistemleri ile ilgili olarak maliyet hesaplamalarında gözden kaçan konulardan biri de son kullanıcıların verim kaybına sebep olan bilişim sistemlerinin devre dışı kalmasıdır. Günümüzde kurumlarda pek çok işlem sadece bilgisayar üzerinden yapılmakta olup, bilişim sistemleri dışında yapılabilen işlemler ise çok daha uzun sürelerde gerçekleştirilebilmektedir.
Bilişim sistemlerinin devre dışı kaldığı durumlarda sadece bilişimden sorumlu personelin zamanından çalınmaz, bu aynı zamanda kurum personeli ve dolaylı ya da doğrudan hizmet alan kişi/kurumları etkilemektedir. Verimsiz zaman olarak da adlandırabileceğimiz hizmet kesintisi süresinin etkileri bilişim sistemlerinin özellikle de masaüstü uygulamaları kullanarak işlem yapan kişiler için göz ardı edilemez. ÖY/AKK işletim sistemleri çalışırlık süresi (up-time) konusunda büyük bir üne sahiptir. Bu durum verimliliğe de doğrudan katkı sağlamaktadır.
10.4.2.5 Güvenliğin artırılması¶
Günümüzde ülkelerin güvenliğini etkileyen bütün kritik altyapıların bir bilişim sistemine bağlıdır. ÖY/AKKY, hem ulusların güvenliğinin sağlanması hem de yazılım güvenliğinin bir takım ticari uygulamalara nazaran daha güvenli bir altyapı sağlamasından dolayı güvenlik olgusuna olumlu katkılar yapmaktadır.
Ulusal Güvenliğin Sağlanması: Tamamen güvenli bir işletim sistemi ve platformdan söz edilemeyeceği gerçeği günümüz güvenlik kavramı açısından zorunluluktur. Ticari yazılımların birçoğu kaynak kodu olmaksızın derlenmiş (ikili) şekilde dağıtılmaktadır. Bu yüzden “tersine mühendislik” çabaları ve programın aslında neler yaptığı konusu her zaman güvenlik uzmanları tarafından bir soru işareti olarak kalmaktadır. Bazı durumlarda ticari yazılımın bakımı vb. nedenlerle üretici firma tarafından tanımlanan yetkili kullanıcı parolaları, bilinçli olarak bırakılan arka kapılar günümüzde sıkça karşılaşılan güvenlik zafiyetlerini de beraberinde getirmektedir. Bu durum birçok ülkenin ÖY/AKK alternatiflere yönelmesinin de ana nedenlerinden birisidir.
Yazılım Güvenliğinin Artırılması: Bununla beraber, yazılım geliştirme metotları, mimari ve hedef pazarlar gibi birçok etken bilgi sistemleri güvenliği ile yakından ilgilidir. Araştırmalar bir ÖY/AKKY’ın, ticari yazılımlara göre;
- Yazılım üzerindeki problemlerin geliştirici topluluğunun geniş ve katılımcı olması sayesinde daha hızlı giderilmesi,
- Yazılım kodlarının açık olması sebebiyle tersine mühendislik vb. teknikler gerektirmeden kod analizinin yapılabilmesi,
- ÖY/AKKY’da hata takip sisteminin kullanılması,
- Geliştirme işlemlerinin şeffaf olarak yapılması,
- Daha az sıklıkta problem/hatalarla karşılaşılması,
- Güvenlik araçlarının daha kolay kullanılabilmesi gibi nedenlerle daha güvenli olduğunu göstermektedir.
10.4.2.6 Tedarikçi bağımsızlığının sağlanması¶
Birçok organizasyonun hizmet aldığı yazılım firmalarına bağımlı olmaları kaçınılmaz bir durumdur. Özellikle piyasadaki firmaların, yazılımlarını başka rakiplerden korumak ve en azından diğer rakip firmaya göç etme kararı alan organizasyonlara daha fazla maliyet yükleyebilmek için ilgili yazılım standartları ile (RFC vb.) uyumsuz veri formatları üretmelerinin temel nedeni de budur. Her ne kadar bazı ülkelerdeki anti-tekel yasaları bu tip durumları engellemeye çalışsa da fiili durumun oluşma koşulları değişmemiştir. Kullanıcıların istese bile yapı uyumsuzlukları veya diğer nedenlerden dolayı farklı bir yazılıma geçişin sağlanamaması satıcıya bağımlılık (vendor lock-in) denilen durumu oluşturmaktadır.
Uyumsuz veri formatları nedeniyle kurumlar, eski sistemlere büyük yatırımlar yapmak zorunda kalmakta, bazen lisans kısıtlamaları nedeniyle başka sistemlere geçiş imkânsız veya zor hale gelmektedir. Böylece organizasyonlar piyasada tekel olan yazılım firmaları tarafından neredeyse rehin tutulmakta, ihtiyaç duymadıkları veya yükseltme yapmak istemedikleri “paket”leri satın almak durumunda kalabilmektedir. Buna karşılık, ÖY/AKKY’ın kullanımında ise, yazılımların kaynak kodlarının açık olması ve standartların dokümante edilmesi sayesinde daha esnek kullanım imkânına sahip olması nedenleri ile daha avantajlı durumdadırlar.
ÖY/AKKY’ı kullanan organizasyonlar aynı özellikleri taşıyan daha değişik bir yazılım üreticisi ile çalışabilmekte ve/veya iç kaynağından faydalanarak bu yazılımları kendi sistemleri üzerinde geliştirme yapabilmektedir. Örneğin, ticari bir VTYS’den ÖY/AKK bir VTYS’ye göç ile ÖY/AKK iki VTYS arasındaki göçe oranla daha fazla emek gerektirdiği tecrübe edilebilmektedir.
10.4.3 Sosyal Faydaları¶
ÖY/AKKY’ın kullanımının sadece ekonomik ve güvenlik alanlarına değil, aynı zamanda bilgiye erişimin artırılması gibi sosyal faydası da bulunmaktadır.
Günümüz bilişim toplumunda bilgi, yalnız üretkenlik ve ekonomik fayda olarak değerlendirilmemelidir. Bilgi, aynı zamanda geleceği şekillendiren bir varlıktır. ÖY/AKKY, kaynak kodunun açık olması, geliştirici topluluğuna kolay ulaşım gibi nedenlerle bilgiye erişimi kolaylaştırır. Ticari yazılımlarda ise bu durum kısıtlayıcı mülkiyet hakları, yazılım ücretleri ve benzeri birçok sınırlayıcı etkenlere sahiptir.
10.5 Özgür ve Açık Kaynak Kodlu Yazılım Geliştirme¶
Bugün, farklı uygulama alanlarında ve değişik amaçlara yönelik olarak çok sayıda ÖY/AKK yazılımının geliştirildiği küresel düzeyde birkaç bin proje bulunmaktadır.
Eric S. Raymond’ın 27 Mayıs 1997 yılında Almanya’da Linux Kongresi’nde sunduğu bir bildiri açık kaynak ve kapalı kaynak kodlu yazılım geliştirme metodolojileri hakkında tartışmalara ışık tutmuştur. Daha sonra Katedral ve Pazar [Raymond] ismiyle kitap olarak da yayımlanan metinde Raymond gelişimin katedral içinde bir kişi veya küçük bir zümre tarafından kapalı kapılar ardında planlanıp uygulandığını diğer herkesin yalnız bitmiş sonuçları gördüğünü ifade eder. Pazar modelinde gelişim sürecine herkes dahil olabildiği için planlama aşamasından başlayarak süreçlere en başından beri müdahil olma şansı tanımaktadır.
Başta pazar tarzının işleyeceğine inanılmamış, ancak bu akım zaman içinde büyük bir devrim yaratmıştır. Özellikle Raymond’ın başlıklar halinde paylaştığı deneyimlerin altıncısı olan ”Programın oluşumunda kullanıcıların katkısına başvurmak, kod geliştirmede ve hata gidermede en etkili ve en rahat yoldur” ifadesi açık kaynak kodlu yazılımların geliştirme sürecinde kullanıcıyla olması gereken etkileşimi en güzel şekilde vurgulamaktadır.

Şekil: Özgür Yazılım Geliştirme Süreci
Özgür Yazılım Geliştirme Süreci Şekli http://aaaea.org/Al-muhandes/2008/February/open_src_dev_model.htm adresinden alınmıştır.
Yazılım geliştirme sürecinde sorunun/ihtiyacın ortaya çıkması ile sorunu/ihtiyacı gidermek için yapılan tüm faaliyetlerin kaynak kodunun kullanıma hazır hale gelene kadar olan süreçte kullanıcılar dahil tüm paydaşların etkileşimi yukarıda verilmiş Şekilde sunulmuştur.
Raymond’ın başlıklar halinde paylaştığı deneyimlerin sekizinci maddesi yazılım geliştirme sürecine katkı veren paydaşların yeterince büyük bir katkıcı ve sınayıcı havuzu oluşturabilmeleri durumunda neredeyse tüm sorunların çabucak belirlenip çözülebileceğini ifade etmektedir.
Bireyleri eşit düzeyde bilgi seviyesine sahip olan bir kitlenin ortalama fikrinin, aynı kitleden tesadüfen seçilen tek bireyin fikrinden daha güvenilir bir gösterge olduğu söylenebilir. Literatürde Delphi Etkisi olarak da adlandırılan bu yöntem Linus Torvalds’ın işletim sistemi hata giderme sürecine uygulaması en güzel örneklerdendir. Delphi etkisi geliştirmenin karmaşıklığını, bu karmaşıklık işletim sistemi çekirdeği düzeyinde olsa bile ortadan kaldırabilir. Açık Kaynak Camiası ÖY/AKK projelerine katkıda bulunanların bu projelere kendi özgür iradeleri ile girmiş olmalarından azami ölçüde faydalanmaktadır. Böylelikle, projede geliştirilen yazılımı gerçekten kullanmak isteyen, nasıl çalıştığını çoğunlukla merak eden, karşılaştığı sorunlar için çözüm arayan insanlar geliştiricilerin yükünü hafifletmektedir.
Yazılım Mühendisliği üzerine makaleler içeren The Mythical Man-Month isimli kitabın yazarı Frederick Brooks, Delphi Etkisi’ne ek olarak sürece dahil olan insan sayısının artması ile daha fazla hatanın giderilebildiğine atıfta bulunmaktadır. Kullanıcıların aynı zamanda yazılım geliştirme sürecine ortak olmaları, bireylerin farklı algılama şekilleri ve farklı çözümleme kültürleri sayesinde, gereksiz çaba harcamanın da önüne geçilebilmektedir.
Pazar tarzı, arıza giderme ve kod geliştirme hızını artırmaktadır. Geliştirici ile sınayıcı katedralde birbirleri ile iletişime geçme şansına sahip olmadığı halde pazar yeri modelinde bu şans bulunmaktadır. Üzerinde çalışılan kod parçası üzerinde esas geliştiriciye her türlü geri bildirim verme özgürlüğüne sahip olunması zamandan tasarruf sağlamaktadır. Brooks gecikmiş bir projeye yeni geliştirici eklemek gecikmeyi artırır tezini savunmaktadır, buna Brooks Kanunu adı da verilmektedir. Katedral tarzında kaynak kod hakkında hiçbir fikri olmayan yeni katılımcıların gecikme yaşanan projede sürece dahil edilmesi ile hataların, farklı ellerin ürettiği kodlar arasındaki ara yüzlerde öbeklenme eğiliminde olduğu ve eşgüdüm yükünün de bu kişiler arasındaki arayüzlerin sayısıyla birlikte çoğaldığı savı genel kabul görmektedir. Pazar yerinde ise paydaşlar özellikle dış geliştiriciler, birbirinden ayrılabilen alt görevleri yürüttükleri ve birbirleri ile iletişime geçmeye sadece çok özel alanlarda ihtiyaç duydukları için burada Brooks Kanunu sadece iletişime geçmesi gereken küçük grup için ihmal edilebilir bir risk olarak değerlendirilebilir.
Pazar yeri anlayışında paydaşların koda ulaşabilmesi, ihtiyaca yanıt verilmesi noktasında bir büyük fayda daha sağlar. O da Raymond’ın on birinci maddede söylediği gibi “İyi fikirlere ulaşmada bir sonraki en iyi adım, kullanıcılardan gelen iyi fikirleri elde etmektir. Bazı durumlarda bir sonraki daha da iyidir.” Pazar yeri anlayışı paydaşların süreçlere dahil edilmesi daha sağlıklı iletişim kanalları oluşturmaktadır.
ÖY/AKK geliştirme modelinde sürekli entegrasyon ve test, ekip içi işbirliği ve son kullanıcı katılımı ön plana çıkmaktadır. Bu niteliklerle kapalı kaynak yazılım geliştirme deneyimlerinden farklı daha akıcı bir yaklaşım benimsenmiştir. Açık kaynak geliştirme modelinin daha yüksek kalitede yazılım üretme konusundaki başarısı sebebiyle açık kaynak yazılım üretmeyen şirketler tarafından hayata geçirilerek kullanılmaktadır. Özellikle çok büyük ve dağıtık takımlarla çalışmak zorunda kalınan projelerde verimliliğin artırılmasına katkı sağlamaktadır.
Açık kaynak geliştirme modeli, yazılım geliştirme sürecinin farklı coğrafi noktalarda çalışan, görevlerin pek çok ayrı ekip arasında dağıtıldığı bir yapı için tasarlanmıştır. Bu yapı sürekli yeni gelen/giden katkıcı dinamiğine dirençli olması sebebiyle de yazılım geliştirme camiasına büyük katkı sağlamıştır.
Açık kaynak camiası, kazandığı deneyimler sonucu kodun eş zamanlı gönderilmesi ve birleştirilmesi zorunluluğunu ortadan kaldıran, iletişimin çok iyi organize edildiği ve belgelendirildiği, geliştiricilerin sürekli eklediği kod parçalarının yazılımdaki hataların giderilmesi ve yeni özelliklerin eklenmesi sürecini ufak adımlara bölerek yazılım geliştirme döngüsünün çok daha erken aşamalarında sonuç alındığı süreçler geliştirmiştir.
10.6 Özgür / Açık Kaynak Kodlu Yazılımların Standart ve Protokol Desteği¶
Bilgisayar ve iletişim sistemleri, birbirleriyle verimli ve etkili bir şekilde iletişim kurabilmek için standartlar ve protokoller kullanır. Ayrıca standartlar, geliştiricilerin kullanması için uyumluluk ve ortak bir çerçeve sağlar. Standartlar ve protokoller sistemler arasında haberleşmenin kolay, öngörülebilir, uyumlu ve evrensel olmasını sağlar. Linux evrensel olarak kabul görmüş bu standartları destekler.
Tüm bilgisaya.. rst-class:: first-line-in-paragraph r işletim sistemlerinde ortak olan standartların yanı sıra (TCP / IP ve IEEE 802.11 gibi), Unix, Linux vb. işletim sistemlerine özgü standartlar vardır. Linux işletim sistemlerinin desteklediği standartlardan bazıları aşağıda verilmiştir.
10.6.1 POSIX¶
Linux işletim sistemi Taşınabilir İşletim Sistemi Arabirimi (POSIX) standardını destekler. POSIX uyumluluğu, geliştiricilerin birçok popüler UNIX uygulamasını ve yardımcı programlarını Linux’a taşımasını mümkün kılmıştır. Bu sayede aynı mimaride derlenen kodların çoğu da Linux dağıtımları arasında paylaşılabilmekte ve üretilen kod çok hızlı bir şekilde yayılabilmektedir.
10.6.2 Linux Standard Base (LSB)¶
Uzun yıllardır açık kaynak geliştirme toplulukları, kurumsal düzeyde benimsenen, kurumsal ihtiyaçları maliyet etkin bir şekilde karşılayan, istikrarlı, tekilleştirilmiş ve iyi desteklenen bir işletim sistemi arayışına girmiştir. Aslında, kurumsal düzeydeki bu istekler, sunucu seviyesinde karşılanmışken, masaüstü ortamında kullanımı hayli kısıtlıdır. Bunun nedeni ise, büyük kurumların gereksinimlerini karşılayan masaüstü uygulamaların göreceli eksikliği olarak ifade edilmektedir.
Dolayısı ile, standardize edilmemiş Linux işletim sistemi dağıtımlarının çeşitliliği, masaüstü uygulamalar geliştirirken bütün dağıtımların kullanabileceği altyapının sağlanmasında güçlükler yaşanmasına sebep olabilmektedir.
Özgür Standart Grubu (FSG) ve Intel’in yanı sıra ekosistemin bağlı diğer üyelerinin çabaları ile uygulama geliştiricilerin uymak zorunda olduğu çeşitli kurallar getirilmiştir. Diğer bir deyişle, özgür yazılımın da kuralları bulunmaktadır. Bu çabaların sonucunda Linux Standart Tabanı adı verilen ve geliştiriciler arasında kabul görmüş bir standardın ortaya çıkması sağlanmıştır.
LSB ile kurumsal düzeyde, özellikle masaüstü işletim sistemi için, daha fazla kabul görmeye yönelik kararlı bir adım, Uluslararası Standart Örgütü (ISO) ve Uluslararası Elektroteknik Komisyonu (IEC) tarafından onaylanarak atılmış oldu. Linux işletim sistemi platformu için uygulamaların kullanılabilirliğini ve taşınabilirliğini artırmak ve uygulamaların gerçekleştirilmesindeki geliştirme görevlerini en aza indirmek için standardizasyon hayati önem taşımaktadır. FSG, endüstri katılımcılarını bir araya getirerek Linux işletim sistemi için uygulama geliştirme sorunlarını ele alan bir çalışma standardı oluşturmak üzere kurulmuştur.
Kısaca LSB ile geliştirme yapmanın faydaları;
- Bağımsız yazılım üreticilerinin, Linux’u desteklemesi için daha az karmaşıklık sağlar ve böylece bakım maliyetlerini azaltır.
- Belirli bir dağıtımın daha baskın olabileceği coğrafi pazarlarda Bağımsız yazılım üreticilerine daha kolay erişim,
- Ek Linux dağıtımlarına desteğin daha az maliyetle yapılabilmesi,
- Bağımsız yazılım üreticilerinin Linux Vakfı ve Linux Geliştirici Ağından daha kolay destek alabilmesidir.
10.6.3 LSB Bileşenleri¶
LSB’nin temel bileşeni, Linux uygulama geliştiricilerinin uygulamalarını standart bir şekilde kurulup yapılandırmasını sağlayan ikili arayüz özelliğidir. Bunlar [LBS]
- Ortak paket ve yükleme kuralları
- Ortak paylaşılan kütüphaneler ve seçimleri
- Yapılandırma dosyaları
- Dosya yerleri
- Sistem komutları
- Sistem arayüzleri için ikili uygulama arabirimleri (hem uygulama hem de platform seviyelerinde) olarak belirtilmiştir.
[ÇR2012] |
|
[OPENS] | https://opensource.com/resources/what-open-source |
[OP2007] | https://opensource.org/osd, 2007 |
[GNU] | https://www.gnu.org |
[Noonan2018] |
|
[FOSSTech] | http://fosstechnologies.weebly.com/total-cost-of-ownership-tco.html |
[Raymond] |
|
[LBS] | https://wiki.linuxfoundation.org/lsb/lsb-introduction |